ademilhan (şimdiye kadar 5 posta) | | İşten çıkıp eve doğru yol aldığında,kendi kendine’’ Ayol,ne oluyor bana,kendi kendime gelin güvey oluyorum, adamla bir defacık dahi konuşmuşluğum bile yok.’’böyle söyleniyordu Aysel Hanım. Böyle söyleniyordu ama gel de bunları o genç için çarpan kalbine sor.
Anlatabilirsen bunları onun kalbine anlat. Onun kalbi artık bütün kelimelere,bütün cümlelere sağırlaşmıştı. Hiçbir şeyi dinlemiyordu. Hiçbir şeyi anlamıyordu. O gencin bahsi dışında,o gencin resmi dışında, o gencin kıvılcım saçan gözleri dışında. Mantık işlemiyordu artık Aysel Hanımın kalbine. Körelmişti gayri olan her şeye. Ardından tatlı bir gülümseme tuttu onu ‘’ Aşk bu olsa gerek’’diyerek. Peki diyelim oldu bu iş. Yani onunla konuştuk ve anlaştık sayalım,her şey bitiyor mu? Peki Dursun Abim ne olacak? O ne diyecek bu işe? Bilmiyorum, çok karışık ve çok zor bir durum. Bana,’’kim bu genç’’ demeyecek mi? ‘’Nereli’’ demeyecek mi? ‘’Kim’’ demeyecek mi? Bunların hepsini bana soracaktır. Eee ,sonra ben ne cevap vereceğim ona? Orman fakültesinde doktorasını yapıyor,diyeceğim. Oda ‘’ Güzel’’ diyecek. Çok kibar ve beyefendi biri, diyeceğim. Oda ‘’Güzel’’ diyecek .Yakışıklı biri diyeceğim,yok,yok bunu diyemem,utanırım. Farz edelim ki bunu da dedim. Oda yine ‘’Güzel’’ diyecek. Bundan eminim. Ama en zor soruyu sorduğunda ,işte o zaman dananın kuyruğu kopar zannediyorum. İşte o zaman işler karışır,hatta her şey biter zannediyorum. İnşallah bu soruyu sormaz diyorum,ama imkansız,mutlaka soracaktır. Koltuğuna oturup gerilerek,hatta gözlerimin içine,içine bakarak’’ Söyle bakayım bu genç nereliymiş?’’ diye bir soru sorsa, o zaman ben ne cevap vereceğim ona? Yada direk ‘’Irak’lı’’ diyeceğim. Oda oturmuş olduğu koltuğundan kalkıp, kızgın ,kızgın yüzüme bakarak ,Karadeniz şivesiyle ‘’Anlamadum,ne dedun |